Rabbimiz (c.c.); her dönemde insanları imtihan etmiştir.
Musa(a.s)’ın Firavunun himayesinde büyümesi, yanlışlıkla bir adamı öldürmesi,Rabbimiz(c.c.)’in Musa (a.s.) ile otuz gece için sözleşip sonra onu bir on ile (kırk’a)tamamlaması (müddeti uzatarak bununla o topluluğu imtihan etmesi),
Zekeriya(a.s.)’ın İsa (a.s.)’ın doğacağını haber vermesine rağmen, toplum İsa (a.s.)’ın
doğuşunu beklerken Hanne’den Hz. Meryem’in doğması ve Hanne’den olan Meryem’den
İsa (a.s)’ın doğması, İsa (a.s.)’ın babasız doğması gibi
Yahudilerin İsrailoğullarından bekledikleri Peygamberimiz (s.a.v.)’in İsmailoğullarından
gelmesi, İncilde Faraklit(Tesellici) adıyla geçtiği halde Peygamberimiz(s.a.v)’in Muhammed adıyla vazifelendirilmesi,
Rabbimiz (c.c.)’in göndereceği elçilerini açık bir şekilde haber vermediğinin, “Mü’minler ancak gayba inanırlar” ayetinin sırrıyla, her dönemde farklı şekillerde insanlığı imtihan ettiğinin ispatıdır. Bunun içindir ki müşrikler “Ya Muhammed biz yahudi ve hristiyanlara seni sorduk, onlar da senin Resul olmadığını haber
verdiler. Şimdi sana kim şahitlik edecek” demişler ve inkar etmişler.
Sonuç olarak Rabbimiz (c.c.); Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in gelişini de,
İncil’de açık bir şekilde “Muhammed gelecek” ya da “vasfı Resul olacak” şeklinde bildirmemiştir.
Muhammed Mehdi (a.s.)’ın
gelişini de, Rabbimiz (c.c.) Kur’an-ı Kerim’de açık olmayan birçok ayetle,
Peygamberimiz (s.a.v.) de yine birçok hadisle haber vermiştir. Ancak Rabbimiz
(c.c.) Kur’an-ı Kerim’de açık bir şekilde “Muhammed Mehdi
gelecek” veya “vasfı Nebi olacak” şeklinde
bildirmemiştir.