Peygamberimiz (s.a.v.),”Şüphesiz ki, benden sonra peygamber
yoktur. Ancak halifeler bulunur.” buyurmuştur, buyurduğu üzere
Peygamberimiz (s.a.v)’den sonra bir peygamber değil, halifeler gelmiştir.Yine
Peygamberimiz (s.a.v.), “Kıyamete yakın bir zamanda İsa (a.s.) da
Mehdi (a.s.) da gelecek” buyurmuştur. Peygamberimiz
(s.a.v.); “Benden sonra peygamber yoktur.Ancak halifeler
bulunur.” buyurarak kendisinden sonra bir peygamberin değil
halifelerin geleceğini haber vermiş ve nübüvvet kapısını kapatmıştır. Ancak “İsa
(a.s.) da Mehdi (a.s.) da gelecek” buyurarak anahtarın sahibini
göstermiştir. Bundan dolayı bin dört yüz senedir açılamayan bu kapıyı,
zuhuruyla ancak Muhammed Mehdi; kapının anahtarları mesabesinde olan ayet ve
hadislerle, delilleri ortaya koyarak açmıştır. Nasıl ki her kapının anahtarı o
evin sahibine verilirse bunun gibi bu manevi kapının anahtarı da Rabbimiz (c.c)
tarafından Muhammed Mehdi’ye verilmiştir. Bin dört yüz sene önce Peygamberimiz
(s.a.v.)’in kapattığı bu manevi kapıyı, bugün Muhammed Mehdi’nin açmasıyla;
arada geçen bin dört yüz sene boyunca bu kapı, manevi zararlardan korunmuştur.
(Bir mektubun kapanıp mühürlenerek sahibine gönderilmesi gibi.) Şüphesiz ki
İslam son din, Kur’anı Kerim son kitap, Peygamberimiz (s.a.v) kitapla
gönderilen peygamberlerin sonuncusudur. İsa (a.s.) da Mehdi (a.s.) da islam
üzere, Kur’an üzere Peygamberimiz (s.a.v.)’i tasdik eden nebiler olarak
gelmişlerdir. Bütün peygamberler kendilerinden sonra gelecek olan elçiyi
müjdelemekle vazifelidir.