Muhammed Mehdi (a.s.)’a nasıl mı iman ettim…?

MEHDİ (A.S.)’A NASIL MI İMAN ETMEK NASİP OLDU…

Rabbimizin nasibi ile 4 senedir Muhammed Mehdi a.s.’a iman ediyorum.

İman etmeden önce ailesi tarafından sevilen, çevresi tarafından iyi bir genç olarak bilinen, çevresinde en çok arkadaşı olan arkadaşları tarafından da çok sevilen biriydim.

Tabi bunlar toplumun gözünden bakılan tarafı…

Aslında özünde başka bir ben vardı.

Her türlü haram içinde olan ve bunları yaparken de arkadaşlarına öncü olan ama bunlardan rahatsızlık duymayan ben…

En büyük hayali güzel bir gelecek olan, rahat bir hayat olan Allah c.c rızasını gözetmeyen ben…

En çok değer verdiği dış görünümü olan,dışının güzel olmasını isteyen ama gönlündeki manevi kirlerden bihaber olan ben…

Rabbinin rızasından uzak, hükümlerinden uzak, bütün bütün nefsince yaşayan ama zerre kadar farkında olmayan ben…

Ben, ben, ben.

Benlikler içinde bencilce yaşayan Ben.

Kısaca karanlıklar içinde yaşarken karanlıklardan bihaber olan biriydim…

Bir gün henüz Mehdi a.s’a iman ettiğini bilmediğim bir tanıdığımı ziyarete gittim.

Onu da yaklaşık 2 senedir göremiyordum.

Hayatta makamıyla, giyimi ile, saygınlığı ile sevinirliği ile başarıları ile örnek aldığım hayatına imrendiğim biri…

2 sene aradan sonra kendisini gördüğümde çok şaşırdım.

O hayalimdeki adam gitmiş, yerine adeta başka biri gelmişti.

O lüks hayatı yoktu, o şık elbiseleri yoktu, o son model arabası yoktu, hayalini kurduğum makamı yoktu…

Haliyle bunlar gidince saygınlığı da gitmişti sıradan bir insan vardı karşımda.

Konuşmaya başladığında fark ettim benliğinden de eser kalmamıştı.

Gittikçe sasirmaya devam ediyordum.

O rahat, özgüven dolu duruşu gitmiş karşımda iki büklüm oturan bir adam vardı.

Her sözü dünyalık olan, süslü cümleleri gitmiş her sözünde Allah’ı anlatmaya çalışan, kulluğu anlatmaya çalışan, dünya hayatının geçici olduğunu anlatmaya çalışan bir insan vardı.

Sözlerini pek anlayamıyordum ama içimde bir susamışlık vardı doymak bilmeyen…

Her sözü bir damla gibi gönlüme damlayan, damladıkça benliğimi fark ettiren sözler.

Hiç su içmemiş bir insan gibi aksın istiyordum o su….O hiç  susmasin istiyordum. İçimde kurumuş bir kuyu varmış meğer.

Tabi bu hal beni çok etkilemişti.

Bir şey soramadım,

Nedir bu hal diyemedim.

Dönme vakti gelmişti ziyaret bitmişti ama hâlâ o halin etkisindeydim. Hâlâ Mehdi a.s’a iman ettiğini bilmiyordum tabi. Bizim tarafa gelince haber edeceğini söylemişti,gelince uzun uzun konuşacaktık yine…

Ziyaretten sonra hemen o etki ile namaza başladım ama eski hayatım da bu arada devam ediyordu. Karanlıklarla dolu, bataklığa  dönmüş  hayatımdan bir  türlü kurtulamıyordum, uzaklaşamıyordum…

Nefsim adım atmama engel oluyordu.Nefsimi  bilmediğim içinde Allah’ın rızasına göre değilde nefsimin rızasına uyuyor nefsimin isteklerine boyun eğmeye devam ediyordum…

Çok geçmedi bir kaç ay sonra bir telefon geldi.

Yine o aradı bizim tarafa geldiğini bir konu hakkında konuşmak istediğini söyledi.

Hemen gittim.

Oturduk, uzun uzun anlattı…

Muhammed Mehdi a.s’ın hayatta olduğunu kendisininde iman ettiğini söyledi. Hatta benim de onu görebileceğimi söyledi.

Tüylerim diken diken oldu ama ilk bir anlam veremedim, demek ki bunca değişim bu yüzdenmiş onu anladım .

Mehdi a.s’ın yanına geldik oturduk bana tebliğ etti,dinledim…

Peki ne yapmam lazım, nasıl iman edebilirim, elimden ne gelir diye sordum…

Bana “dua et” dedi.

“Rabbimize sığın” dedi.

“Sabırla namazla dua ile Rabbimizden yardım iste,  bizim doğruluğumuzu Rabbimize sor, Ondan iste” dedi.

İmtihanım başlamıştı artık.

Rabbimden istemem lazımdı ama nasıl ? 

Ona sığınmam lazımdı ama nasıl ? 

Konuşabilir miydi insan Rabbi ile ki ondan istesin ? 

Yıllarca nefsinin arzularını isteyen ben, sabahlara kadar tuttuğu takımı düşünen onun galip gelmesini isteyen, istemekte en ileri ufku bu olan, hayatı boyunca dünyalık aşkı isteyen ben bu saatten sonra Rabbinin aşkını, sevgisini isteyebilecekmiydim…

Nasıl isteyecektim.

Eve vardığımda kara kara düşünüyordum.

“Ne yapmam lazım”

yine o söz yankılandı kulağımda.

” SABIRLA NAMAZLA DUA İLE RABBİMİZDEN YARDIM İSTE” 

Hayatı sabırdan uzak, namaz kılsada görsünler diye kılan ve hayatı boyunca sadece dünyalık şeyleri Allah’tan isteyen, dünyalık için dua eden ben için artık tek seçenek vardı .

Sabırla namazla dua ile Rabbimden yardım istemek…

Abdest aldım ve namaza durdum.

Namaz güzelliği ile bitmek bilmiyordu.

Yıllarca nefsince yaşayan nefsine boyun eğen ben ilk kez Rabbine huzurunda bu denli boyun eğiyordum.

Her secdeye vardığımda benliğimi görüyor gibiydim.

Gördükçe ağlıyordum.

Nasıl bunca yıl fark edemedim.

Nasıl o kadar namazda böyle hissedemedim diye bir yandan kendime öfkeleniyor bir yandan 

Rabbime sığınmaya çalışıyordum.

Yıllarca 1, 2 dkda kıldığım namaz bana ders veriyordu adeta.

Namaz bitti dua ettim ” Eyy beni benden daha iyi bilen Rabbim sen bana doğru yolu göster, sen zatina bir yakınlık nasip et, ben günahkarmisim meğer, benim aklım ermez imtihanına, ne olur bana yardım et, ne olur doğru ise bana da nasip et” diye.

Doğrusu hayatım boyunca hiç bu denli Rabbime bir yakınlık hissetmemistim.

Artık hep oraya gitmek istiyor hep oradaki insanlar ile konusmak istiyordum, çünkü Rabbimize en yakınlık bulduğum yer oraydi.

Duamin karşılığı orada beni bekliyordu, bunu hissedebiliyordum.

Eskiden gösteriş için namaz kılan ben artık namaz saatlerini dört gözle bekliyordum, yetmiyor nafile namazları kılmaya gayret ediyordum. Nafile namaz kilamadigim zamanlar  içim sizliyordu artık.

Adım adım Rabbime yakınlaşıyor ve dünyalık işlerden uzaklasiyordum.

Duam karşılık buluyordu yavaş yavaş…

Artık Rabbime kul olmak istiyor, dünyalık isteklerden kaçıyordum.

Mehdi a.s ve iman edenlerin sohbetine katılıyor her sohbette bir adım daha Rabbime yakınlık buluyordum. Ve bir çok hal ile birlikte artık iman ediyordum.

Artık hiç bir şüphem kalmamıştı…

Nihayet Rabbim duamı kabul edip doğru yolu nasip etmişti hamd olsun.

Elhamdülillah…

Bu yazıyı okuyan kardeş,

İnan bizim için iman etmek çok kolay olmadı…

Bunlar çok uzun olmasın diye sadece bir kaç satıra sığdırdığım kadarı.

Unutma ki sende Rabbimiz’in imtihanı çetin, ve imtihandan geçmek sadece Rabbimize teslim olarak geçilir.

Bizlere Rabbim bunu yaşayarak anlamayi nasip etti.

Sende Rabbini hisseden bir kul olmak istiyorsan, sende yalnızca Rabbin için yaşamak istiyorsan ,

SENDE KARANLIKLARDAN AYDINLIĞA ÇIKMAK İSTİYORSAN TEK SEÇENEK VAR…

SABIRLA NAMAZLA DUA İLE RABBİMİZDEN YARDİM İSTE Kİ MUHAMMED MEHDİ A.S’A İMAN ETMEK NASİP OLSUN…

İnan başka yolu yok.

Rabbimiz inşallah yalnızca kendisine sığınan, dayanan kullarından olmayı nasip etsin.

Vesselam.

Hasan Yalnız

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like