(Rabbimiz(c.c.)’in: onlar) “Allah’ın nurunu
ağızlarıyla söndürmek isterler. Allah ise, kâfirler hoşlanmasa da, mutlaka
nurunu tamamlamak ister (tamamlayacaktır da).” (Tevbe
32), “O (zalim) kimseler, (insanları) Allah’ın yolundan
(Kur’an’dan/İslâm’dan) çevirirler ve onda bir eğrilik (aramak) isterler. Hem
onlar, âhireti de inkâr ederler.” (Hud 19) buyurduğu üzere;
ortaya konulan delillerin tamamını okuduktan/işittikten sonra Muhammed Mehdi
(a.s.)’a işaret eden bir çok ayete ve Peygamberimiz (s.a.v.)’den günümüze,
ehl-i sünnet alimleri ve müceddidler tarafından kesin gerçek olarak kabul
edilerek günümüze kadar aktarılan yüzlerce hadise rağmen, türlü bahanelerle
bugün Muhammed Mehdi (a.s.)’ın varlığını inkar edenler; önce hadisleri
doğrulayıp günümüze aktaran islam alimlerine, Muhammed Mehdi (a.s.)’ın gelişini
müjdeleyen (haberin sahibi olan) Peygamberimiz (s.a.v.)’e ve “O,
hevasına göre konuşmaz. O, vahiyle bildirilenden başkası değildir.”(Necm
3,4) buyuran Rabbimiz (c.c.)’e iftira etmişlerdir.