Muhammed Mehdi, 1976 yılında Peygamberimiz’in (s.a.v) “Mağrib memleketlerinde doğacak” hadis-i şeriflerinde de buyurduğu üzere Sakarya (Kuzuluk)’da doğmuştur. 27-28 yaşlarına kadar, babasının kendine verdiği Osman Aydoğdu adıyla insanlar arasında yaşamıştır. 27-28 yaşlarında, 2004 yılının ramazan ayından itibaren, Rabbimizin (c.c) vahyiyle; yaklaşık yedi ay içerisinde Muhammed Mehdi (a.s) olduğunu bilmiştir. Allah’ın (c.c), insanlar arasından kendisini seçip Muhammed Mehdi adıyla, nebi vasfıyla vazifelendirmesinden yedi yıl sonra da Rabbimiz’in (c.c) emriyle; Peygamberimiz (s.a.v) döneminde olduğu gibi birer birer, önce ailesinden ve yakınlarından başlayarak, Allah’ın (c.c) emrini tüm insanlığa tebliğe devam etmektedir. Rabbimizin (c.c.) Kur’an-ı Kerim’de “Ey iman edenler! Allah’ın (dininin/Kur’an’ın hayata hâkim olmasının) yardımcıları olun. Meryemoğlu İsa’nın havârilere: ‘Allah (dâvâsın) da benim yardımcılarım kim (olacak)?’ deyip de havârilerin de: ‘Allah (dâvâsın)ın yardımcıları biziz.’ dedikleri gibi (ey mü’ minler! Siz de öyle deyin). Sonuçta İsrâiloğullarından bir zümre (böyle) iman etti, bir zümre de inkâr etti. Biz de iman edenleri, düşmanlarına karşı destekledik de galip geldiler.” (Saff 14) buyurduğu üzere; bugün de iman edenler, Allah’ın (c.c) davasının yardımcıları olacaklardır.
İman edenler, müslüman olduğunu söylediği halde, Rabbinden gafil bir şekilde zahiren (takliden) islamı yaşayanlar gibi değil, Peygamberimiz (s.a.v.) döneminde aslıyla (özüyle) Kur’an ve Sünnet üzere Rabbini bilerek, hissederek yaşayan sahabeler gibi yaşayacaklar. Rabbimizin (c.c) ayeti celilesinde; “İman edin ki, kurtuluşa eresiniz” buyurduğu üzere iman edenler, “Mehdi, islamı özüne döndürecek”, “Asr-ı Saadet yaşanacak” hadislerinin de sırrıyla; yine (özüyle) Kur’an ve sünnetle, Rabbini bilen, Rabbini hisseden arif kullardan olacaklar. İnananlar, Peygamberimizin (s.a.v); “Allah’ı görüyormuşçasına namaz kılın, siz görmeseniz de Allah sizi görüyor”, “Namaz mü’minin miracıdır” buyurduğu üzere, namazın da sırrına erip hevasına göre değil, Allah’ın (c.c) emrine göre, istikametle (sıratı müstakim üzere) yaşayacak, bu zamanın sahabesi olacaklar. Rabbimizin (c.c) rızasına erecek, sonsuz saadet yurdu olan cennetlere varacaklardır. İnkar edenlerse, sonsuza dek Rabbimiz’in (c.c) rahmetinden uzak olacak, cehennem ehlinden olacaklardır.