Peygamberimiz s.a.v gelmeden önce kapkaranlık bir toplum vardı şüphesiz. İnsanlar diliyle Allah dese de yaşamlarıyla Allah ufkundan çok uzaktı. Günahlar Allah yokmuşcasına işleniyordu.. İnsanlar içki içiyor, kumar oynuyor, yalan konuşuyor, faiz yiyor, birbirlerini arkalarından çekiştiriyordu. Puta tapanlar, kız çocuklarını diri diri toprağa gömenler ve haksız yere cana kıyanlar da cabası.. böyle bir karanlığı aydınlatan bir güneş gibi Rabbimiz c.c rahmetiyle Peygamberimizi yollamış. Ve inananlar o karanlıktan kurtulup hakikate ulaşmış, dosdoğru yaşayarak o günün sahabesi olmuşlar ve şüphesiz o imanla ölenler cennet ehlinden olmuşlar. Ancak güneşe sırtını dönenler, Peygamberimizi s.a.v inkar edenler karanlıkta kalmışlar, küfür düşmüşler ve cehennem ehlinden olmuşlar.
Peygamberimiz s.a.v o günkü inananları Rabbimizin c.c rahmetiyle aydınlattıktan sonra KIYAMETe yakın bir zamanda yani ahir zamanda toplumun tekrardan karanlığa gideceğini haber vermiş. Peygamberimiz s.a.v yine hadisi şeriflerde kur-an ve sünnet ortada olmasına rağmen KIYAMETe yakın ahir zamanda insanların Allahtan c.c uzaklaşacağını, kolayca günah işleneceğini, gıybet, enaniyet, fesatlık, kibir, riya, gösteriş, yalan, faiz, fuhuş, zina gibi büyük günahların alanen kolayca işlenebileceğini, büyük büyük binaların artacağını, bir mescidde bin kişi namaz kıldığı halde içlerinde gerçek imana sahip olan bir kişinin bile olmayacağını, velhasılı toplumun giderek Allah ufkundan uzaklaşıp dünyaya bel bağlayarak, uzun emellerle yaşayıp kendini müslüman zannederken aslında karanlıklar içinde olacağını, böyle büyük bir fitneyi ve alametleri insanlığa anlatmış haber vermiştir.
İşte bütün Peygamberlerin ashaplarını fitnesinden Allah’a c.c sığındırdığı ahir zamanın bu büyük fitnesi (deccalin fitnesi) yine Peygamberimizin s.a.v buyurduğu üzere: Adem a.s dan KIYAMETe kadar Deccalin fitnesinden daha büyük bir fitne yoktur. Hadisi ile birlikte böyle bir karanlığın tam ortasında yaşadığımızdan hiç bir şüphe yok. Rabbimiz c.c bu fitneden bizleri de muhafaza eylesin. Korusun.
Yunus Kapoğlu
